Her zaman her şeyde ufakta olsa umut vardır. İnsan sadece sabretmesini ve beklemesini bilmeli.
23 Kasım 2014 Pazar
Kör değildim, sadece güvenmiştim!
Artık hatırlanmaya değecek kadar bile kalmadın. Seni unutmak hakkım! Unutkan biri değilimdir ama sen bende hatırlanacak hiçbir şey bırakmadın. Benim unutulmuşum olmak bile güzeldir bil. Aşk mı? Aramızda kaldı; içimizde değil…
Yanlış aşkta doğru aranmaz. Ama yine de oku istiyorum. Cümlelerimde gizlenmiş duygudan ne anladığını benim nasıl yazdığım değil, senin nasıl okuduğun belirler.
‘Kör müydü gözlerin, nasıl göremedin’ diye sordular senden sonra. Kör değildim. Ve hayatımda en çok iki kere parlamıştı gözlerim. Birincisi seni ilk gördüğüm, ikincisi giderken ardından baktığım gün. İlkinde aşkın ışığından, ikincisinde gözyaşlarımdan… O iki anın arasındaysa hep kapalıydı gözlerim. Aşkına inandığımdan.
Kör değildim, sadece güvenmiştim!
Not: Bugün seni düşünmeden yaşayabilmeyi başardığım ilk gün. Hadi topla seni benden. Kalbim seni uğurluyor. Al bu yara sende kalsın. Artık beni acıtmıyor.
Kahraman Tazeoğlu na Saygılarımla..
Kahraman Tazeoğlu na Saygılarımla..
22 Kasım 2014 Cumartesi
En son ne zaman bir kadını sevdin?
En son ne zaman bir kadını sevdin?
Ama öyle öptün, sarıldın, uyudun falan değil; en son ne zaman bir kadını gerçekten sevdin?
Kaybetmekten korkarak, yanındayken bile özleyerek, deli gibi kıskanarak, koruyup kollayarak... Delikanlı adam korkmaz diye bir şey yok. Korkacaksın! Sevdiğin kadını kaybetmekten korkacaksın, kıskanacaksın da... Sokakta elinden tutacaksın, tanıdığın herkesle onu tanıştıracaksın. "İşte benim hatunum bu!" der gibi tanıştıracaksın. Güzel bir kadın sevmek istiyorsan onu gülümseteceksin. Çünkü dünyanın en güzel kadını mutlu bir kadındır.
Bu yüzden kirpiklerini sev bir kadının,
Avuç içlerini,
Makyajsız yüzünü,
Uyku sersemliğini...
Saçlarını kesen bir kadının çektiği acıyı anlayabilecek kadar sev bir kadını.
Ve asla bir kadının saçlarını kesmesine sebep olma....
Biz,galiba biraz ayrıldık seninle sevgilim :(
Biz,galiba biraz ayrıldık seninle sevgilim...
Anlatması güç bir gecenin ortasında doğan ayrılık saati vurdu,gözlerimizin ıslanan çehresine...
Yüreğinin kapılarını açık bırakmayı unuttun,giderken...
Saçıldı ortalığa ayrılık resimleri,ayrılık sözleri...
Sonra bir de ayrılıkçanın tarifini yazmaya çalışıyorum,cılızlaşan cümlelerimin fakirliğine bakmadan...
Tüm yalınlığını soyamadan aşkın,devrik imla ekleriyle süslüyorum,gidişini gözlerimden...
Bir de ölmüş bizsizliğimizi kaldıramıyorum yürek eşiğinden içeri...
Ölmüşlüğün,yok olmuşluğun en çokta yitikliğin eksikliğini taşıyorum,senden sonra...
Biz,galiba biraz ayrıldık sevgilim,yoksul bir gecenin ani çalan saat sesiyle...
Yine aşkımızı iki kişilik hazırlıyorum masamızda...
Acımı da katmayı unutmuyorum,yanan mumun ışığında ki sönmüşlüğümüze...
Kadehlerim boşa doluyor artık,çalan şarkılarında bir anlamı kalmadı,bu eksik yüreğimde...
Her sözüne anlam yüklediğim adam da elinde bir valiz,bir kenarı yanık ayrılık mektubuyla,ayrılık mektebinin,acı yollarına düşüyor,giderken...
Sayısız yalanlarla kandırıyorum kendimi.
Biz hiç bitmedik,bir gün kaldığımız yerden başlayacağız nağralarını işliyorum her gün,her saat yüreğime...
Bilirsin,severim kendi kendime sana cilve yapmayı.
Yine hep aynı uyanmaya çalışıyorum güne...
Uzandığım yerden gelip kaldıracakmışsın gibi mızmızlanıyorum kendimce.
Sonra,özenle giyiniyorum.
Sevdiğin gibi tarıyorum saçlarımı,incitmeden...
Sevdiğin kokumu sürüyorum...
Akşama geç kalmadan eve dönüyorum,sevdiğin yemekleri hazırlamaya koyuluyorum.
Birden farkına varıyorum,bizsizliğimizin. ..
Oysa,anda senden bahsediyordum,yalnızlığıma ..
Durup soruyorum kendime sonrasında,
Aşk mı?
Hani şu,benim sende;senin onda unuttuğun...
Yüreğinin bir kenarı yok olmuş sessizlik...
Biliyorum,
Biz,galiba seninle biraz ayrıldık sevgilim...
20 Kasım 2014 Perşembe
Acım mı? Geçmedi... Alıştım sadece.
İnsanlar geçmişlerine en büyük ihaneti unutarak yapar. Benim geçmeyen geçmişim hep şimdimde duruyor. Anılar unutmayı zorlaştırmak için verilmiş cezalardır sevgilim. Ben bu cezaya gülümsüyorum. Senin bıraktığın hiçbir şey ardımda kalmadı benim. İnsana en uzak düşen şey, bilerek geride bıraktıklarıdır çünkü... Kalbimdeki yerine hiç ihanet etmedim. Gidişin hiç bitmedi bende. Kaybedecek de olsam bir yolum vardı sende. Ve hayat o kadar kuralsızdır ki bazen, oyunu kuralına göre oynamak bile kazandırmaz insana. Seni kaybedeceğimi bile bile oynadım bu oyunu. Utanmaktan utanmadan...
Acım mı?
Geçmedi... Alıştım sadece.
Beni mutlu edecek yalanlar söylemeyi öğrendim sensizlikte. Küçük mutluluklara büyüteçle bakmayı bildim. Sustum öylece. Konuşamadım sensizlikle. Gidişini haklı gösterecek uyduruk bahaneler buldum kendime. Sustum öylece... Kimse benim kadar sessiz susamazdı. Zaten o eski tadı da kalmadı susmaların; kime sorsam konuşuyor şimdi. O kadar sustum ki sensizliğe, sessizliğimde boğuldum her gece. Çok düşündüm seni düşünmemeyi. (Düşünmekle olmuyormuş seni düşünmemek). Keşke bana beni nasıl unuttuğunu öğretseydin, belki ben de sana uyardım. Anlamadığım tek şey; bende duran zaman sende nasıl geçiyor?
Acım mı?
Geçmedi... Alıştım sadece.
Ben senden mutlu bir son değil, mutlu bir sonsuzluk istemiştim. Anlamadın! Belki de seni güzelleştiren, hayatın çirkinliğiydi... Bunu da ben anlamadım! Acaba benimle mutlu olduğun için mi beraberdin yoksa ben mutlu olduğum için mi? Bu sorunun da cevabını bırakmadın. Sadece gittin. Aşk ne senin bende gördüğündür ne de benim sende gördüğüm. Aşk; birlikte gördüğümüzdür sevgili. Seninle aynı değilmiş aşka bakışımız. Sen benden kusursuz bir aşk istedin, ben senden yaşanabilir bir aşk. Belki bu yüzyılın insanı değilsin diyeceksin bana ama bence aşk karşındaki insan çırılçıplakken bile gözlerini onun gözlerinden ayırmamaktır sevgili. Bu kadar temiz severken seni, koca bir hayatı kirletip terk ettin beni. Bu hayat seni unutabileceğim kadar uzun değil sevgili.
Acım mı?
Geçmedi... Alıştım sadece.
Sen bir katilsin ama suç işlemedin. Suç işlemeden katil olanlar sadece kalp kıranlardır. Keşke “beni” öldürseydin; kalbimi değil! Üzülme sakın. Yaşayan ölülere yas tutulmaz sevgili. Ağlarken bile güzel kalmayı becerebilen yüzünle hatırlıyorum seni. Bensiz de yaşayabilecekken, beni tercih edendin o zamanlar. Nasıl da inanmıştım konuştuklarına. “Sevdim” demiştin, hatırla. Oysa sevilmekten önce güvenilmek isterdim ben. Daha ilk kıskançlığımda çekip gittin. Kıskanmak aşkın bencil yüzüdür sevgilim. O kadar da mı hatrım yoktu sende? Aşkı meslek edinmiş yüreğin meğer ne kadar da hazırmış her yeni başlangıca hazin bir son bulmaya... İçindeki eksikliği boşluk zanneden sevgilim; şimdi gözlerimizin her çarpışmasında kırılan kalbimin parçaları hayatıma batıyor biliyor musun?
Acım mı?
Geçmedi... Alıştım sadece.
Aramıza kaç dünya girdi kim bilir? Senden sonra öyle büyük bedeller ödedim ki... Senin yalan ve ihanete ödediğin bedelin çok daha ağırını ben dürüstlüğüme ödedim. Ömrüne kattığın mutluluğu, benim hayatımdan çalman doğru muydu sence? Gözlerin beni ararken benden önce kaç gözde kirlendi kim bilir? Bunun hesabını hiç sormadım ben sana. Ama sen geçmişimi kabullenemediğin için, geçmişime sahip olmaya çalıştın. Benim olmak için değil, ait olmak için sahiplendin. Yine yanıldın! Değişirsin diye çok bekledim. Ve anladım ki insan değişir ama bizi asıl üzen hiç değişmeyenlerdir. Yaralar acıyı saklar, izleri hayatı gösterir. Gözlerini biraz aralayabilseydin, sana aydınlığı öğretecektim. Şimdi geceyi yak ki ışısın. Gidişini affetmeyişimdendir bu gaddar halim. Senden çok daha alaları beklese de kapımda, ben şairim; kıyamam turnayı gözünden vurmaya...
Acım mı?
Geçmedi... Alıştım sadece.
İnsanı yaşatan ve ayakta tutan umutların, bir gün insanı öldüren umutlara dönüşmesi ne acı. Hâlbuki bütün bunlara ne gerek vardı? Hayat beni sensizken de uzun uzun öldürüyordu zaten. Ah bir de ölmeyip böyle benim gibi yaralı kaldın mı vay haline. Zamanla biter diye diye zamanı bitiriyor omzunda ağladığın dostların. Hâlbuki zaman acıyı bitirmez, dönüştürür sevgilim. Doğru tecrübeleri körelten, yanlış sıralamalardır. Başlamak bitirmenin yarısıysa, yanlış başlamak hatanın tamamıdır. Yanlış aşkta kazanmaksa, aslında kaybeden olduğunu bilmemekmiş... Bütün bunları bana sen öğrettin. Bilmeden... Her “yeniden”, gerçekten yeniydi eskiden. Şimdi her başlangıç, bitişini ezbere bildiğimize merhaba demek yeniden ve yeniden. İşte hayat böyle susturuyor insanı bazen. Başlıyorsun ama sonunu getiremiyorsun. Her şey o bildik ayrılığa çıkıyor çünkü... Böyle zamanlarda basiretin bağlanır, dilin kurur, kalbin donar. Başladığın cümleni kendin bitiremezsen, noktayı başkası koyar.
Acım mı?
Geçmedi... Alıştım sadece.
Şimdi içimde varmaktan çok bir gitme isteği. Zaman o kadar cimri ki; hiçbir saniyesini vermiyor geri. Zamanın değerini daha iyi anlıyorum bu yalnızlık yolunda şimdi. Ki beni zaten bu kalabalıklar yalnızlaştırdı sevgili. Yalnızlık tek başına taşınır. Sakın yanlış anlama, kendimi yitirmiş değilim, sadece sende kayboldum o kadar. Hayat sunduğu her engelin arkasına bir mutluluk saklıyor. Elbet yolumu bulurum yine. Elbet yine mutlu olurum. Kış geldi bak, ayrılığımızın beyaz çölü. Yine bahar gelecek, yine mevsimler dönecek ama gelecek de bir gün geçecek. Bu kadar konuştuğuma bakma. Aslında ben sana hep susacaktım ama sen kelimeleri ağzımdan çaldın. Ah sevgili... Beni benden alıp gittin; içimde bensizlik dışımda sensizlik var şimdi. Sadece şunu merak ediyorum; hiç ağlamıyor musun özlerken? Bu kadar mı yoruldun benden?
Şimdi son sözüm sana şu sevgili: bazı erkekler adam doğar, bazıları sonradan adam olur. Ben aşkı nimet gibi başımın üstünde taşıdım; bundandır boyun eğmeyişim. Riski bazen kazanmak, bazen de elindekini kaybetmemek için alırsın. Hayat böyle işte korkun kadar kaçar, cesaretin kadar savaşırsın!
Acım mı?
Geçmedi... Alıştım sadece.
Kahraman Tazeoğlu
Hayat aşkla yeniden başlar
Uzun zamandır bekliyodum ve nihayet gerçekleşti. Debbie Macomber'in Blossom sokağı serisini ne zamandır okuyodum ve nihayet sonuncu kitaba gelebildim. Buraya gelene kadar baya uğraştım çünkü kitapların başı birazcık sıkıcı :( bende başladıgım işi yarıda bırakmayı sevmediğim için bitirmeye çalışıyorum. Ve nihayet sonuncu kitaptayım :D :D
Neyse bayadır okuyodum dedim ve sanırım bunun sebebi "Sevginin son dileği".
Kitap ilk başta o kadar çoksıkıcıydı ki anlatamam böyle olunca da biraz okuyup sıkılıyodum ve bir iki sayfa okuyup bırakıyodum. Ama dün kitap karakterlerinin arasına macy de girince acayip heyecanlı bir kitap oldu. :D :D Sanırım macy de kendimi bulduğum için böyle oldu bu merak :) Sonra da kitap meraktan su gibi akıp gitti :) Aşk, İhtiras, Kırgınlık, Üzüntü, Eğlence ve tabi ki Merak. :) :)
Kitap ilk başta o kadar çoksıkıcıydı ki anlatamam böyle olunca da biraz okuyup sıkılıyodum ve bir iki sayfa okuyup bırakıyodum. Ama dün kitap karakterlerinin arasına macy de girince acayip heyecanlı bir kitap oldu. :D :D Sanırım macy de kendimi bulduğum için böyle oldu bu merak :) Sonra da kitap meraktan su gibi akıp gitti :) Aşk, İhtiras, Kırgınlık, Üzüntü, Eğlence ve tabi ki Merak. :) :)
Okurlarını her zaman aşka, yeni başlangıçlara (ve her zaman söylediğim "umut" ) ve umuda sürükleyen debbie Macomber Sevğinin son dileği'nde de kaybedilenlerin ardından hayata tekrar tutunmaya çalışan insanlara umut kapısı açıyor. :) :)
Ben sonucunu çok beğendim hele ki şu durumdayken ilaç gibi geldi. Sizde okursanız tavsiye ederim. Son kitap da görüşmek üzere. :) :)
(Bu arada Resimler bana ait değildir :)
Birbirimizi ne zaman anlarız biliyor musun?
Birbirimizi ne zaman anlarız biliyor musun?
Aynı hüznü sen de yaşadığında, senin de gecelerin acılarla çok uzun geçtiğinde, sözlerinin senin için yazıldığına inandığın duygusal bir şarkıya takılıp kaldığında, göğüs kafesine koca bir ağrı çöktüğünde, mutluluğun, senin için gerçekleşmesi imkansızlaşan bir hayal olduğunu düşündüğünde, Etrafındaki onca kalabalığa rağmen, elini tutabilecek birinin olmadığı gerçeğiyle yüzleştiğinde. Birbirimizi en çok nasıl anlarız biliyor musun? Senin için çektiğim acıyı, bir başkası için çektiğinde…
Mehmet Ali Kılınç / Günaydın Gece kitabından.
“Dünyayı istiyorsan… OKUYAN BİR KIZLA ÇIK!”
“Dünyayı istiyorsan… OKUYAN BİR KIZLA ÇIK!”
Okuyan bir kızla çık. Parasını kıyafet yerine kitaplara yatıran bir kızla çık. Kitapları yüzünden dolabına sığamaz o. Okuyacağı kitapların listesini yapan, 12 yaşından beri kütüphane kartı olan bir kızla çık.
Okuyan bir kız bul. Okuyan bir kız olduğunu çantasında her zaman okuduğu bir kitap bulunmasından anlayabilirsin. Kitapçıda, sevgiyle raflara bakan ve aradığı kitabı bulduğunda sessizce çığlık atandır o. Sahafta, eski bir kitabın sayfalarını koklayan fıstığı gördün mü? İşte o okurdur. Hele sayfalar sararmışsa kesinlikle dayanamazlar.
Kahvecide beklerken okuyan kızdır o. Fincanını dikizlersen, sütsüz kremasının yüzdüğünü görürsün çünkü o çoktan dalmıştır kitaba. Yazarın yarattığı dünyada kaybolmuştur. Sen de bir sandalye çek yanına. Sana ters ters bakabilir çünkü okuyan kızların çoğu rahatsız edilmek istemezler. Ona kitabı sevip sevmediğini sor.
Ona yeni bir kahve ısmarla. Murakami hakkında ne düşündüğünü söyle. Kardeşliğin ilk bölümünü bitirip bitiremediğini öğren. Joyce’un Ulysses’ini anladığını söylüyorsa entelektüel görünmeye çalışıyor demektir. Alice’i seviyor mu yoksa Alice mi olmak istiyor, bunu sor.
Okuyan bir kızla çıkmak kolaydır. Doğum gününde, yılbaşında ve yıldönümlerinde ona kitap alabilirsin. Ona sözcükler hediye et, şiirlerden şarkılardan hediye sözcükler. Ona Neruda, Pound, Sexton, Cummings hediye et. Kelimelerin aşk olduğuna inandığını bilsin. Gerçekle kitaplardaki gerçeği ayırt edebilir ama yine de yaşamını biraz da olsa, en sevdiği kitaptakine benzetmeye çalışacaktır. Bunda senin suçun yok.
Bir biçimde, bunu deneyecektir. Ona yalan söyle. Sözdiziminden anlıyorsa, yalan söyleme ihtiyacını anlayacaktır. Sözcüklerin ardında başka şeyler var: niyet, değer, ayrıntılar, diyalog. Dünyanın sonu olmayacaktır.
Onu bırak. Çünkü okuyan bir kız çöküşlerin her zaman zirveyle biteceğini bilir. Çünkü her şeyin bir sonu olduğunu bilir. Hikayenin devamını her zaman yazabilirsin. Tekrar tekrar başlayabilir ve hala kahraman olarak kalabilirsin. Bu hayatta bir iki kötü adama yer vardır.
Olmadığın her şey için neden korkasın ki? Okuyan kızlar bilirler ki tıpkı karakterler gibi insanlar da gelişebilirler. Twilight serisi istisnadır.
Eğer okuyan bir kız bulursan, yanından ayırma/ayrılma. Gecenin bir yarısında, kitabı göğsüne yaslamış ağlarken bulabilirsin onu, bu durumda ona çay yap ve sarıl. Onu birkaç saatliğine kaybedebilirsin ancak her zaman sana dönecektir. Kitaptaki karakterler gerçekmiş gibi konuşacaktır, çünkü bir anlık da olsa, gerçektirler.
Ona bir sıcak hava balonunda ya da bir rock konserinde evlenme teklif et. Ya da bir dahaki hastalığında gelişigüzel bir şekilde. Skype üzerinden teklif et.
O kadar sıkı gülümseyeceksin ki neden hala kalbinin infilak etmemiş ve göğsünün kan içinde kalmamış olduğunu merak edeceksin. Yaşam öykünüzü yazacaksınız, garip isimli ve garip beğenileri olan çocuklarınız olacak. Çocuklarınıza Şapkalı Kediyi ve Aslan’ı aynı gün izletebilir. Yaşlılığınızın kışında birlikte yürüyeceksiniz ve sen botlarındaki karı temizlerken, o mırıldanarak Keats okuyacak ezberinden.
Okuyan bir kızla çık çünkü bunu hak ediyorsun. Hayal edilebilen en renkli hayatı sana verebilecek bir kıza layıksın. Eğer ona sadece monotonluk, kayıp saatler ve yarım yamalak öneriler verebileceksen, yalnız kalman daha hayırlı. Eğer dünyayı ve onun ardındaki dünyaları istiyorsan, okuyan bir kızla çık.
Ya da iyisi mi, yazan bir kızla çık sen.
Rosemarie Urquico
Türkçeleştiren: Onur Çalı
'' YARIM SEVGİLİ ''
'' YARIM SEVGİLİ ''
'' Hayat kiminin ağzında kıtlama şeker, kiminin ağzında kıtlama jilet. Sen hayata yenilmek için ayaktasın;ben, sen yenilme diye... Sen bana kanma yarım sevgilim, ben sana zaten kanıyorum,'' dedi yürürken. Sahile indi elinde bir kağıtla. Gemi yapacak sandım ilk önce. O, tuttu bir şiir yazdı sessizce. Yaşadıklarına tahammül edemeyecek kadar yılgındı. Ondan öncesi yokmuş gibi sevmişti onu. Ama o gitmişti.
Ağlamıyordu. Yüzünde bir hüzün vardı sadece. Geriye doğru yaşıyordu biten her şeyi. Kiminin varlığı kemirir içimizi, kiminin yokluğu. Günlerinize yayıla yayıla büyüyen bir yoksulluk olur aşk. Bir suskuyu yazar çığlık. İçinde var olduğu yokluğu sahiplenmez de gider bazen... Sana düşeni senden almak için vardır hayat. Dikenleri kendinden başka herkese batan bir kirpi çaresizliği kalır size.
Eğildi kumlara ve, '' Kendini bitirecek bir kıyamete sahip olarak adınla kirlenmek değil de nedir ölüme yürümek? Tırnak gibi uzadıkça kestiğin bir parçan işte.'' diye yazdı. Gülümsedi son kez. Bir dalga sildi götürdü yazılarını. Kendini hırçın dalgalara bıraktı. Geride, ölüme gidişi anlatan bir şiir kaldı.
Yarım Sevgili
Yalnızca içi yıkılmış bir bina gibi duruyorum ayakta.
Elimin tersiyle siliyorum dudaklarımdaki izini.
Gözlerimden iki damla acı süzülüyor.
Zaman içinden nasıl da yaralı çıkarıyor bizi.
Sahil sahil, kıyı kıyı, cadde cadde seni topluyorum bu şehirden... Giderken...
Kaçmıyorum sevgili.
Kaderden kaçılmaz, kadere gidilir.
Ve gitmekten çok, dönmek cesarettir.
Sonduk, yeniktik, bittik.
İçimde hiç düşmeyen bir kan ateşi.
Kalbimden çıakrdım bütün terk edilmişlikleri.
Geriye kalabalık bir yalnızlık kaldı sanki.
Gözlerim kendi parıltısında unuttu ışığını.
Söyle sevgili!
Hiçbir şeyi olmayandan nasıl çaldın herşeyini?
Ey kendi kalbiyle oynayan çocuk!
En çok yarım kalmak yorar insanı.
Gidişin bile yarım... İçimde ağır aksak yürüyen bir ihtiyar gibi.
Kalem, kelime kusar; aşk, içimde kendi kuyusu kazar.
Gece, kendini mermi gibi içime saplar.
İnsanın ağlarsa kalbi ağlar, gözleri yalan ağlar.
Benim yarım gidişli sevgilim!
Şimdi nasıl başlar geri dönmek dediğin ?
Bilirim, kavuşmalar yeni bir ayrılığa hızlandırır bazen.
Razıydım yine de...
Uzattım da ellerimi...
Senin yüreğin elvermedi....
Sen yoksan ben neden vardım ?
Neye yarardım ?
Şimdi yağmurlar ıslanıyor gözyaşımla.
Duruladım kalbimi yalnızlığımla.
Sahil sahil, kıyı kıyı, cadde cadde seni topluyorum bu şehirden... Giderken...
Kendimi bekleme yorgunuyken şimdi, aciz kalbim yıkım emrini bekler.
Ve tanığıdır bütün aşkların şairler.
Oysa sana kullanılmamış bir ben sunmuştum.
Yaşama kuruyup, ölüme yeşerirken...
Ben ölürken ayağına dolanacak bu şiir yazdım sana.
Her kelimesi seni tökezletecek... Şimdi git... Git!
Gidişi de kalışı gibi yarım sevgili...
Yokmuş işte!
Hayat üstümü vermedi....
K.Tazeoğlu
Kaydol:
Yorumlar (Atom)









